Friday, 15 February 2008
12 Şubat 2008
Yarın 5-6 günlük bir tatile çıkıyoruz. Homie nin maceralarına 1 hafta ara veriyoruz yani. Kendisi biz tatildeyken bir arkadaşın evinde olacak. Döndüğümüzde orda ilginç şeyler yaşamış olursa anlatırım :)Burada fotoğrafların birtanesinde Homie kendi bloğunu yazarken :P diğerindeyse bilgisayar başında uyuyakaldığında :D
Monday, 11 February 2008
11 Şubat 2008
Taze taze yetişmiş son baskı fotoğraflar :D Daha birkaç saat önce çektim. Şu yerdeki tabakımsı, sepetimsi şeyin içinde yünlerim duruyordu. En son kış yeni girerken örgü örmüştüm sanırım. Neyse artık örgü örmeye ne zamanım ne de isteğim olduğunu keşfedince bugün artık üstlerini toz bürümeye başlayan yumaklarımı kaldırmaya karar verdim. Onların yerine dergi felan koymak üzereyken içine girilebilecek boş sepet keşfeden homie ben daha yünleri elime alır almaz tabağın içine yerleşti. Şekilde görüldüğü gibi saniyeler içinde yavşayıp, yalanmaya felan başladı. Birde artık fotoğraf çekimine o kadar alıştı ki fotomodel gibi poz vermeye başladı :) Son zamanlarda nezaman fotoğrafını çeksem kıvrım büklüm bi şekillere giriyor. Arada komik görüntüler çıkıyor bu da benim yararıma tabi. Birde bugün biraz dans olayına gireyim dedim. Beyfendinin kendi oyuncakları yetmiyormuş gibi benim oyunuma da saldırdı hemen. Dans pedini yere serer sermez şekilde görüldüğü gibi hepsi benim diye kucakladı ama fazla bulaşmaması gerektiğini birkaç ay önce öğrendiğinden ( ben dans ederken yattığı yerden atlayıp ayağıma saldırmaya kalkmıştı bende görmediğimden ayağına basmıştım yada çarpmışmıydım ki? neyse öyle birşey olmuştu işte) ben oyuna başlayınca oda kendine sızacak başka biryer buldu.
10 Şubat 2008
Bu arada ben söylemedim ama tahmin edebiceleğinizi düşündüm. Yine de başlıkların neden tarihler halinde olduklarını merak edenler için söyliyeyim başlıklarda ki tarihler fotoğrafların çekildikleri tarihler. Bunlarda tarihten anlaşılacağı gibi dün cam sefası yaparken çektiğim fotoğraflar. Pembe kurdeleli olan ise küçük oyuncak farenin kuyruğuna bağlayarak benim oyuncak dünyasına kattığım geliştirmelerden. Böylece evde oraya buraya bağlayarak oyun zevkini arttırmış oluyoruz. Sandalyeye bağladığımızda o da altına yatıp fareyi patilemek suretiyle çılgın oyunlar oynayabiliyor. Bunun yanı sıra diğer bazı oyuncaklarına yaptığı gibi kurdelesinden ağzına alarak bütün evi dolaştırabiliyor.
8 Şubat 2008
Sanırım bu yatağını annesi felan zannediyor. Nezaman onun üstüne çıksa 3 gün burnunu sokup mıncıklamadan oturmaz. Bu kalorifer mutfak kapısının karşısında yer almakta. Ben mutfakta zaman geçirirken ordan gözlerini kısıp beni izlemeyi çok seviyor. Zaten ben mutfakta olmadığım zamanlarda nadiren o yatakta uyuyor.
Sunday, 10 February 2008
Dolly
DOLLY Homie nin abisi. Londra ya taşınırken İstanbulda bırakmak zorunda kaldığımız ama İstanbul a gittikçe 1-2 hafta da olsa beraber uyuyabildiğimiz ve özlem gidermeye çalıştığımız kedimiz. Bizim için herzaman ilk sırada olan dünyanın en uslu en şirin kedisi. Homie yle hernekadar fiziksel olarak görüşemeselerde kokusal olarak iletişim kurabiliyo olabilirler bence.
Homie nin arkadaşları
Bunlar Guido ve Aldo. Homie yi aldıktan sonra ki ilk tatilimizde onu pansiyonumsu biryere bıraktığımızı yazmıştım. İkinci tatilimizde ise biz tam yine orayı ayarlamak üzereyken eşimin işten bir arkadaşıda bizim döneceğimiz günde onların tatile çıkacağını ve onların 2 kedilerinin olduğunu, bırakmak için yer aradığını söylemiş. Sonrada biz giderken homie yi onlara bırakmayı, dönünce de onların kedilerine bakmayı kararlaştırdık. İşte bunlarda Homie nin 1 hafta boyunca hoplayıp zıplayıp oyun oynadığı arkadaşları. Beyaz burunlusu Aldo şu yerde kıvranan da Guido. Kendileri İtalyan :) En altta ki fotoğrafta da kediler eşimin üstüne istila ederken.
Saturday, 9 February 2008
Mugshot !!
4 Şubat 2008
Burada ki hikaye şudur ki: Yukarda yuvarlak bir avize var içinde kıpır kıpraşıp habire lambaya çarpan bir uğur böceği. Homie de böceği yakalama ümidiyle 2 gün kadar gününü o merdiven başında geçirdi. Yaklaşık 5 gündür de hala ordan böcek möcek gelir ümidiyle akşamları hayatını o civarda geçiriyor. İlk fotoğrafı çok hoşuma gitti o yüzden biraz süsleyip püsliyeyim dedim. Biraz mug shot gibi oldu ama, aklıma geldi şimdi bide bunun mug shot versiyonunu yapiim ben! Alttan ikincisi de güzellik yarışmasında poz veriyo gibi. Ama erkek olduğundan bu durumun üstünde fazla durmayalım.
1 Şubat 2008
Bu yatağı tatile giderken onu bırakacağımız kedi pansiyonu gibi bişey için almıştık. Nedense evde çok fazla kullanmıyordu. Aldığımdan beri belki orayı sever burayı sever diye evin içinde dolaştırıp durdum yatağı. Sonunda çok seveceği bir yer buldum ve artık kullanılan bir yatak oldu. Gerçi homie nin ayın yada haftanın herneyse belli zamanlarında sadece bir yer belirleme gibi saçma bir takıntısı var. O yüzden son 1 haftadır hiç kullanmıyor bu yatağı. Mesela bir hafta boyunca sadece bi odanın kapısının ağzında yatıyor. Birkaç gün boyunca kendine belirlediği başka bir saçma yerde takılıyor. Sanırım moduna göre takıldığı yerde değişiyor. Neyse yatak için bulduğum yeride söyliim. Kediler yüksek biryerlere oturup olan biteni rahatça görebilecekleri yerleri çok severler. Bizimki de yatak odasında biraz yüksek, çekmeceli bir dolabın üzerinde yatıyordu hep. Üzerine bazen çamaşır sepetini koyuyordum onun içinde uyuyordu ya da öyle boşken uyuyordu. Bende yatağını o dolabın üstüne koydum böylece kendi de artık konforlu bir şekilde orda uyuyuor (yada du!)
16 Ocak 2008
6 Ocak 2008
Bugünde oyuncakları tanıtalım. Kahverengi, yalarken gördüğünüz ayıyla özel bir bağı var. Onu biryerlerinden ısırıp evin içinde dolaştırmayı çok seviyor. Küçükken sadece yatak odasında dolaştırabiliyordu ama artık bir kat aşşağıya bile indirebiliyor.Fareyle çok fazla ilgisi yok. Sadece ben kuyruğuyla oynattığımda şekle girip biraz oynuyor o kadar. Dün sarıldığı ayakkabıları bugün giymiş olduğunu görüyorsunuz. Bu seferki ayakkabıları kendi giymedi. Ben giydirdim :) Şu siyah-beyaz olan fotoğrafı kim görse onu boğduğumu, kafasını sıktığımı vs. iddia ediyor. Lütfen sizde öyle düşünmeyin çünkü tabikide öyle değil. Aslında bu şekilde tutulmaktan gayette hoşlanıyor kendisi.
Friday, 8 February 2008
3 Aralık 2007
28 Kasım 2007
Bu esnerken ki fotoğrafın aynısının birde aylar önce çekilmiş versiyonu var. Arada ki farka gelince bunda dişleri var onda yok :)) birde biraz boyut farkı var tabi. Battaniye olayına gelince oda yine tüm kedilerin takıntılı olduğu bir konu. Battaniye gibi başka tüylü şeylerinde üzerine oturmadan önce mıncık mıncık ederler onu. Bazen bu 20 dakika yarım saat bile sürebilir. Eğer siz bu battaniyenin içindeyseniz kendinizi çıldıracak gibi hissedersiniz. Ama değilseniz o kadar problem olmaz. Homie nin farkı ise mıncıklarken birde burnunu yapıştırması. Bilmiyorum başka yapan kedi varmı ama benim öncekilerde burnunu yapıştıran olmamıştı.
Subscribe to:
Posts (Atom)